HAREKET FOTOĞRAFÇILIĞI
HAREKET FOTOĞRAFÇILIĞI
Fotoğrafın tarihindeki bu kısa gezintinin ardından konumuz olan 'Fotoğrafta hareket’e geçelim. Fotoğraf için hareket demek, enstantane demektir. Yani örtücü hız. Diğer bir adı da optüratördür. Makinelerde bulunan bu aksam, bizim göz kapaklarımızın hareketlerini taklit eder. Bir an için gözlerinizi kapatın ve belli sürelerde, belli hız ve aralıklarla açın ve kapatın. Çevrenizdeki nesneler bu zaman aralıklarında göz bebeğinizden beyninize akıp gidecektir. Enstantane de işte tam da bunu yapıyor. Siz hangi pozlama ayarı yaptıysanız görüntü o süre zarfında filminize ya da sensörünüze yansıyor.
Şöyle canlılar alemine (öncelikle kendimize) baktığımızda, fiziksel olarak harekete uygun olarak yaratılığını açıkça görürüz. Yaşamın bir devinim olduğu gerçeği, fotoğrafta da önemli aşamaları kaçınılmaz kıldı. Sadece sabit-stabil nesneleri değil, akıp giden devinimi de fotoğraflamak gerekiyordu. Bu nedenle film emülsiyonlarının ışığa daha duyarlı hale getirilmesinin yanında, makinelerin enstantane hızlarında da artış sağlandı. Bundan kırk-elli yıl önce üretilen kameralarda en fazla 1/250 olan enstantane hızı günümüzde 1000’lerin çok çok üstünde. Bu demek oluyor ki: Artık tepemizde hızla uçuşan kuşları hatta jetleri, yer altında işleyen metroları, hızlı trenleri, yarış atlarını, yarış arabalarını istediğimiz kadar net bir biçimde yakalayabiliriz. Bunun için yapmamız gereken, sadece kameramızın örtücü hızını gereken hızda çalıştırmaktır.
Hız Ayarı Ne Olmalı?
Kameramızda yapacağımız örtücü hızı ayarı, fotoğrafa konu olan nesnenin hızına ve bizim istediğimiz netlik ölçüsüne bağlıdır. Örneğin, açık, bulutsuz bir havada, bir bayram günü yapılan jet gösterilerinde tam bir netlik için enstantanemizi en az 1/1000-1/2000 aralığına getirmemiz gerekebilir. Burada şunu dikkate almalıyız: Biz enstantane ayarlarımızı artırdıkça sensöre gelen ışık azalacaktır. Bunu telafi etmek için iki şey yapabiliriz.
1- Diyafaramımızı açmak
2- ISO değerlerini artırmak
Her ikisi de olumlu sonuç verir. Ancak ISO değerleri 500’leri geçerse kumlanma, yani gren-nois sorunu yaşanacaktır. Bu da zaten uzaktan çekilen bir nesnenin netliğini, berraklığını daha da olumsuz olarak etkiler. Bu yüzden, bizim önerimiz, diyaframınızı açabildiğiniz kadar açın. Yetmezse o zaman ISO değerlerini artırırsınız.
Not: Jetler gibi hızlı hareket eden nesnelerin çekimlerinde makinenizin kadranında bulunan Sürekli-Seri çekim moduna almanızı öneririz. Jetleri bu çekim modunda takip ederek arka arkaya seri bir şekilde çekerseniz, en iyi kareyi yakalamak için seçme olanağınız artar.
Spor Fotoğraflarında Netlik
Spor karşılaşmaları gibi etkinlikleri net bir şekilde çekebilmemiz için enstantanemizin değerlerini artırmamız gerekir. Bu hız, sporcuya ve/veya nesneye ne kadar uzaklıkta olduğumuza da bağlıdır. Daha doğrusu, sizin el-vücut hareketine… Yakın plandan yapacağınız hareketli bir çekimle uzak mesafeden yapacağınız çekim arasında enstantane farkı vardır. Böyle çekimlerde eliniz ve vücudunuz 180 derece hareket etmek zorunda kalabilir. Bu da hızlı bir harekettir. Bir futbol maçında, eğer sahanın kıyısından çekim yapıyorsanız, belki 1/1000 ve üzeri bir örtücü hızı kullanırken, tribünden yapacağınız (uzak mesafeden) ayar 1/500’e hatta 1/250’ye düşebilir. Bunun nedeni, sizin makineyle konuyu takibinizin ve beden hızınızın oranıdır. Yani siz konuyu ne kadar hızlı takip ediyorsanız, enstantane hızınız da okadar artacaktır.
Özetlemek gerekirse, fotoğraf makinesindeki enstantane aksamı, hareket eden nesneler üzerinde, sizin isteğidiğiniz oranda netlik sağlamanızı sağlar.
Esnsantane Nasıl Çalışır?
Analog SLR tipi makinelerin arka bölümünde yatay şekilde bulunan bir perde sistemi vardır. Bir çekim yapıldıktan sonra, kurma kolunu çevirdikten sonra ikinci poz için deklanşöre bastığınızda bu perde açlılıp kapanır. Dijital makinelerde ise aynı işi ayna sistemi yapar. Deklanşöre basıldığında objektiften yansıyan görüntü bu aynanın yukarı doğru hareketiyle açılır ve kapanır. Böylelikle sensöre görüntü yansır.
Kameranızdaki enstantane ayarı farklı şekillerde kullanılabilir. Bunlardan biri Enstantane öncelikli Moddur. Makinenizin üst solunda yer alan mod kadranındaki bu mod makinenin markasına göre değişik şekillerde gösterilir. Nikon makinelerde “S (Shutter) olarak gösterilmiştir. Makinenizi bu moda aldığınızda kamera diyafram ayarını dışarıdan gelen ışığın durumuna göre otomatik olarak yapar ve enstantane ayarını size bırakır. Aydınlık ortamlarda hareketli çekimler için tasarlanmıştır. Loş ışıkta yanılma olasılığı yüksektir. Bu modda ISO ve diğer ayarlarını kontrol edebilirsiniz.
Enstantane ayarları M (Manuel) ayarlarında da kontrol edilir. Bu mod profesyonellerin daha çok itibar ettiği bir moddur. Çünkü az da olsa Esntantane Öncelikli modlarda yanılma payı vardır. İleri düzey fotoğrafçılar genellikle bu yüzden tam kontrol sağlamak isterler ve “M” modunu kullanırlar. Bu mod, eski analog makinelerdeki ayarlar sisteminin aynısıdır. Ancak unutulmamalı ki, Manuel mod oyalayıcıdır ve deneyim ister.
Netlik Şart mı?
Bu sorunun yanıtı, bir fotoğrafta ne kadar netlik istediğinize bağlıdır. Netlik, bir fotoğrafın olmazsa olmazı gibidir. Bununla birlikte, soyut ve sanatsal denemelerde başvurulan bir yöntemdir. Ayrıca, şelale, nehir, dere akıntısı gibi çekimlerde suyun akışına ipeksi bir doku vermek için düşük bir enstantane ayarı gerekir. Böyle bir fotoğraf elde etmek istiyorsanız mutlaka bir tripod kullanmalısınız. Çünkü suya ipeksi, hafif bir bulanıklık etkisi verebilmek için 1/60’ın altında bir enstantane ile çalışmak durumundasınız ve bu ayarlarda elde net bir çekim yapmak olanaksızdır. En soğukkanlı biri bile bu düşük ayarlarda net bir fotoğraf çekimi yapamaz! Arazi koşullarına uygun bir tripod, kablolu deklanşör veya kablozuz bir uzaktan kumanda ile çalışmanız önemle tavsiye edilir. Makine sarsıntısını önlemek için tripod kullanırız. O halde, sarsıntıyı minimuma indirmek için deklanşöre elle basarsak, farkında olamayacağımız bir sarsıntı yaratabiliriz. Kumanda vb. bunun için gereklidir.
Nehir, dere, şelale gibi çekimlerin yanı sıra, hareket netsizliği olarak bilinen, insan veya diğer canlılara, hatta hareketli nesnele yönelik çekimler de söz konusu olabilir. Bu çekimlerde de tripod kullanma koşulu vardır. Genellikle diyaframın kısık, enstantane ayarının düşük olduğu bu çekimler, yaratıcı sonuçlar verebilir. Siz enstantaneyi ne kadar düşük tutarsanız, hareket netsizliği o kadar fazla olacaktır. Örneğin, 1/30’da yapacağınız çekim, 1/15’den daha net… tersinden düşünecek olursak, 1/15’de yapacağınız çekim, 1/30’dan daha bulanık olacaktır. Vücut ve nesne hakeketlerinin fotoğraflanmasında böyle bir uygulama etkili sonuçlar verebilir. Unutulmamalıdır ki, etkili ve iyi bir fotoğrafın kesin bir reçetesi yoktur.
Naçizane bir öneri
Deneme-yanılma ile elde edilecek sonuçlar sizi iyi bir fotoğrafçı yapabilir. Yaptığınız çalışmaları çevrenizdeki kişilerle paylaşın ve onların izlenimlerini dikkate alın. Beğenmediğiniz kareleri silmeyin. Bunlar zaman içinde sizin fotoğraf hakkındaki gelişim yolculuğunuzun kilometre taşlarıdır!
İyi bir fotoğrafçı olmanın yollarından biri de iyi bir gözlemci olmaktan geçiyor. Sürekli devinim içinde geçen yaşamda hareketi yakalamak teknik donanım kadar gözlem donanımı da gerektiriyor. Bu da zamana ve harekete bağlı. Herkese koalaylıklar dilerim.
Yorum Yapın